29 Ağustos 2009 Cumartesi

terk edilmek - 1

* İnsanın yarım bırakılmış hamburger ile empati kurabilmesine ve hatta aynı hisleri paylaşabilmesine olanak sağlayan olgudur.

* Kalbinizi "bir mektup gibi buruşturulup, fırlatılmış" hissettiren şeydir.

* İstemdışı yalnız bırakılma biçimidir.

* Bir yavru kedi gibi torbaya koyulup geri dönüş yolunu bulamayacağınız kadar uzağa götürülüp bırakılmaya çalışılmaktır...

* Karşınızdaki küçük çocuk, deliler gibi uğraşıp uğruna salya sümük ağlayarak elde ettiği oyuncağıyla artık oynamak istemiyorsa, "ben sıkıldım bunla oynamaktan, küstüm yaaa bana ne bana ne" moduna girdiyse oyuncağın başına gelen talihsiz durum. Oyuncaksa bir kenara atılmıştır artık, oysa bir zamanlar ne kadar da emindi bu küçük, tatlı veledin onunla oynamayı ne kadar çok sevdiğinden..

* Neden terkedilir bi insan? İnsanlar tamahkardırlar. Eğer istediği bişey yoksa, alabileceği bişey yoksa, neden zaman kaybetsindir ki? "hoşça kal, ben gidiyorum" der. O anda, o size olduğundan daha mükemmel görünür. Çünkü o siz olmadan yaşabiliyor. Size ihtiyacı yok ki...
Eğer ilk aşk ise bahsi geçen, terkedilmek çok şey değiştirir. O içinizdeki hoş deliliği yokeder. Çocuksuluğu öldürür. Artık sizi bekleyen ilişkilerde tüm kalbinizle, hiç ayrılmayacakmışsınız gibi sevemezsiniz. Elinizden uçup gider paranoyasıyla dikkatli davranır, çoğu zaman söylemek istediklerinizi söylemezsiniz. Bu da aşkın o masallardaki güzelliğini, sabah meltemi gibi yavaş yavaş uzaklara neverland'e sürükler...

* Başucuna koydugun hediyesinin her bakisinda canini acitmasidir. duydugun tanidik bir melodide, gozlerini insanlardan kacirmak, kalabaliktan kacmaktir. Beraber yediginiz yemeklerin bogazinizdan gecmemesidir. Hep gittiginiz kafelerin sokagina ugramamaktir. Yolda hep basin onde gezmektir, ona benzer birini gormemek icin. Yataga basini koydugunda huzur bulamamaktır.
Tekrar asik olamamaktir. Bir depremi daha kaldiramaz hayatin. Özlem ve red, bunlari bir arada yasamaktir. Birgun iyi olacagina inanmak, bir o kadar da gunun berbatligindan emin olmaktir. Yakinamazsin, ağlayabilirsin ama gozyaslarini silecek birini isteyemezsin. "Uzak bir sehirde terk edilmek" böyle bişeydir.


ekşisözlükten alıntılanmıştır...

12 Ağustos 2009 Çarşamba

karşılık

Günlük hayatta yaşanan birçok hikaye var. Her gün bazıları iyilikler yaparken, bazıları da kötülükler yapıyor. Bazıları var ne yaptıklarının farkında, bazıları var yaptıklarının farkında değil…

İnsanlar yaptığımız iyilikleri karşılık beklemeden yapmamız gerektiğini söylüyorlar ve yaptığımız kötülükleri de kesinlikle karşılığını bulacağını bilerek yapmamız gerektiğini. Ama ben iyiliklerin de karşılık beklenerek yapılabileceğini düşünüyorum. Sıradan insanlara karşı yaptığımız iyilikler değil, bir bağlantımız bulunan insanlar için yaptığımız iyilikler… Bence bir annenin evladından beklentileri olması yanlış değil ya da evliliklerde insanlar fedakarlıklarının karşılığını bulmak isteyebilir. Çoğunluğun bu konuya yaklaşımı şu: İnsanlardan karşılık beklemeden yap, iyiliğinin ve fedakarlığının cevabını bulacaksın. Kısmen doğru, ama herkesi kendimiz farz edersek. Bazıları öylesine kendisi için yapılan fedakarlıklara, çekilen acılara kör ki, kör gözüne parmağım yapmak gerekiyor gerçekten de.

“Yapmasan ne olur? Büyüklük sende kalsın.” Çoğu zaman bunu söylüyorum kendime ama bazen öyle durumlar oluyor ki karşı taraf bunu fark etmezse iki tarafında yaşantısı kötü yönde etkilenecek. Sonuçta insanların karşılıklı beklentileri var. İnsan verdiğini zamanı gelince geri alabilmek, ektiğini biçebilmek istiyor ama bazı EQ yoksunu insanlar var ki onlar gerçekten sadece laf’tan anlıyor. Ne beden dili, ne hal hareket fayda etmiyor…

H.K.Ş
12.08.09
Ürdün/Amman