23 Mart 2013 Cumartesi

pis mikrobun teki olabilirim ama takıntılarım var


Genel olarak öyle çok temiz bir insan sayılmam, hatta çoğu insana göre pasaklı bile sayılabilirim. Anneme göre aşırı pisim. Mesela dışarıda çantamı yere koyup sonra eve geldiğimde yatağımın üstüne atabilirim, o derece. Hatta bir ara bir çantam vardı, çok ağır olduğunda direk arkamdan sürükleyerek taşıyodum. Arkadaşlarım isim bile takmıştı. “Sürüngen”. Çok da sağlam bir çantaydı, peşim sıra sürüklendi epey uzun bi süre ama aşınma emaresi bile göstermedi.

Neyse, sonuç olarak temizlik hastası olarak bilinen bi insan değilim ama bazı takıntılarım var aşamadığım. Mesela evde ayakkabıyla dolaşılması. Bu temizlik durumundan değil de ayakkabılardan hazzetmemem ve yaz kış çıplak ayak dolaşmamla da alakalı olabilir ama geçen gün bi arkadaşımın evine gittim (ayakkabıyla gezilen evlerden) I-ıh sevmiyorum. Kesinlikle çok rahatsız bir şey. Benimla değilsin “ayakkabıyla dolaşılan ev”

Bir de mutfak konusunda çok pis bir hassasiyetim var. Tezgahların üstünde en ufak bir damla dahi olmasın istiyorum. Ocak hep bal dök yala derecesinde temiz olmalı. Dolayısıyla kızartma olayını da sevmiyorum, her yer yağ vıcık vıcık bide çıkmaz pöfff!

Bide yatağımda yatılması konusu var. Bu yatacak olan kişinin temizlik derecesiyle alakalı değil. Eğer sevdiğim biriyse isterse 1 aydır yıkanmamış olsun, yine de rahatsız olmam ama sevmediğim biriyse yeni duş almış olsa bile yatmasın yatağıma piss nalet! Aynı durum bardak çatal tabak paylaşma mevzusunda da geçerli. Ben ki arkadaşlarımla aynı dondurmayı yalayabilen insanım, tiksinmek kitabımda yok ama sevmediğim biri çatalının ucuyla yemeğin tadına baksın hele tabağı olduğu gibi çöpe atasım geliyor.

Üniversite yıllarım boyunca yurtta kaldım ve çok değişik bir sürü oda arkadaşım oldu. Bunlardan biri acayip titiz, düzenli bir kızdı görüntü itibariyle. Yani temizlik yaptığında sandalyeyi ve masayı çekip altını süpürmeden ne kadar titiz olunabilirse... Ama görüntü düzenli olmalıydı kesinlikle. Ders çalıştığımda kitap defterleri belli bir sırayla açık ve üst üste bırakırım ki çalışmaya döndüğümde kaldığım yerden devam edebileyim (bazen 3 gün sonra çalışmaya dönebilirim ama olsun) Ve her seferinde bu çok düzenli arkadaşımız benim masamdaki bütün defter kitapları üst üste dizip kalemleri kalemliğe yerleştirip odayı toplardı! O kadar sinir oluyordum ki bir gün dayanamadım patladım ve o da benim dağınıklığımla ilgili doluymuş meğersem, o da patladı. Sonuç olarak masamın dağınıklığını umursamaması ve benim odanın kalanını daha toplu tutmaya çalışmam konusunda anlaştık. Yani size göre düzensiz olabilir ama bana göre orada da bir düzen var. Bir rahat verseniz lütfen!

Yani demem o ki temiz değilim evet, ama takıntılıyım. Benim bu takıntılarımı bilmeyip sonra sinirlendiğimde “amaaaan çok da temizlikten anlarsın ya zaten hemen sinirlen pis oldu diye” cevabını verenlerin suratına bi taane patlatasım geliyor. Çok mu aşırı? Evet. Ama ben böyleyim yani naapalım. Beni böyle sev! :P

2 yorum:

  1. aynı takıntılara sahibiz ve bence biz düüzenliyiz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sağol Mia :) dimi bence de kendimizce var bi düzenimiz :) bak yazıda değinmeyi unuttuğum bir şey var, sayende aklıma geldi hemen eklemeliyim :)

      Sil